Okan ERYILMAZ
  Yurttan ekonomi haberleri
 

KDV oranlarında indirim

Yeni Haber

Tarım makinalarındaki ve seyahat acentalarının, otel ve motellerin geceleme hizmeti karşılığı aldıkları komisyonlardaki katma değer vergisi oranı, yüzde 18'den 8'e düşürüldü.

Bakanlar Kurulunun, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren kararı ile KDV oranlarında değişikliğe gidildi.

Buna göre, turizm sektöründeki KDV oranının yüzde 8'e indirilmesinin ardından, geceleme hizmetine aracılık eden seyahat acentalarının komisyonları da yüzde 18'den 8'e çekildi.

Düzenlemeyle, otel, motel, pansiyon ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmetinde 1618 sayılı Kanun hükümlerine göre Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi almış seyahat acenteleri tarafından müşteriye aktarılan geceleme hizmeti tutarı ve bu hizmete ilişkin aracılık bedellerine de, konaklama tesislerinde verilen geceleme hizmetlerinin ait olduğu oran uygulanacak.

Konaklama tesislerinde geceleme hizmetinden yararlanmayanlara verilen tüm hizmetler ile geceleme hizmetiyle beraber verilen ancak ayrıca belgelendirilen ya da geceleme hizmetine ait belgede ayrıca fiyatlandırılan hizmetler bu sıra kapsamında yer almayacak. Ancak, geceleme hizmeti kapsamında verilmesi ve geceleme bedeline dahil edilmesi mutat olan diğer hizmetler bu kapsamda değerlendirilmekle birlikte bu şekilde belirlenen geceleme bedeli içinde sunulan alkollü içeceklere ilişkin yüklenilen KDV, hizmeti sunanlar tarafından indirim konusu yapılamayacak.

Söz konusu düzenleme ile tarım makinalarındaki KDV oranı da yüzde 18'den yüzde 8'e düşürüldü. Bu makinalara leasing yapıldığında da yüzde 18 yerine yüzde 8 KDV uygulanacak.Bugünden geçerli olmak üzere KDV oranı yüzde 8'e indirilen ürünler şöyle:

''-Tarıma ve bahçeciliğe ait olanlar (sıvı ve toz halindeki maddeleri püskürtmeye, dağıtmaya veya pülverize etmeye mahsus mekanik cihazlar)
-Diğerleri. (Tarımda kullanılmak üzere özel olarak imal edilmiş pnömatik elevatörler ve konveyörler)
-Zirai traktörlere takılmak üzere imal edilenler (tarımda kullanılmak üzere özel olarak imal edilmiş yükleyiciler)
-Zirai traktörler için hidrolik kaldırıcılar
-Pulluklar
-Diskli tırmıklar (diskorolar)
-Diğerleri: (Tırmıklar, skarifikatörler, kültivatörler, zararlı otları ayıklayan makinalar, çapa makinaları)
-Ekim ve dikim makinaları
-Gübreleme makina ve cihazları.
-Çayır biçme makinaları (traktörlere monte edilen parmaklı biçme makinaları dahil)
-Ot hazırlama makina ve cihazları
-Ot ve saman balyalama makina ve cihazları (ot ve samanları toplayıp demet veya balya yapmaya mahsus olanlar dahil)
-Biçer döverler
-Diğer harman makina ve cihazları.
-Kök ve yumru sökme makinaları
-Kendinden hareketli olanlar (silaj makinası)
-Diğerleri (silaj makinası)
-Orak makinaları (biçerler)
-Biçer toplarlar
-Biçer bağlarlar
-Pamuk hasat makinası
-Mısır hasat makinası
-Mısır toplama ve daneleme makinaları
-Diğerleri (diğer hasat ve harman makina ve cihazları)
-Süt sağma makinaları
-Hayvan yemlerini hazırlamaya mahsus makina ve cihazlar
-Otomatik yalaklar
-Arıcılığa mahsus bal mumunu petek yapan makina ve cihazlar
-Arıcılığa mahsus diğer makina ve cihazlar
-Mekanik hayvan kırkma makinaları (elle çalışanlar hariç)
-Hayvan kırkma makinaları
-Motokültörler
-Motor gücü 18 kW'ı geçmeyenler (traktörler)
-Motor gücü 18 kW'ı geçen fakat 37 kW'ı geçmeyenler (traktörler)
-Motor gücü 37 kW'ı geçen fakat 59'u geçmeyenler (traktörler)
-Motor gücü 59 kW'ı geçen fakat 75 kW'ı geçmeyenler (traktörler)
-Motor gücü 75 kW'ı geçen fakat 90 kW'ı geçmeyenler (traktörler)
-Motor gücü 90 kW'ı geçenler (traktörler)
-Tarımda kullanılmaya mahsus kendinden yüklemeli veya boşaltmalı römork ve yarı römorklar.''




'Buğdayda prim kalkmamalı mercimekte kriz kapıda'

Buğdayda 70 kuruş ve prim desteğı isteyen TZD Başkanı Yetkin "Buğday ithalatına gerek kalmayacak ancak mercimeğe el atılmazsa fiyat ikiye katlanacak" dedi..

Haberi Dinle

Bu haberin ses dosyası henüz hazır değil.

İLİŞKİLİ HABERLER

'Buğdayda prim kalkmamalı mercimekte kriz kapıda'

Tohum yerine kömür tozu satılıyor

Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Genel Başkanı İbrahim Yetkin, "Türk çiftçisinin buğdayda 2008'de istediği fiyat, kilogram başına 70 kuruş, artı primdir'' dedi. Yetkin, Ankara'da yaptığı basın toplantısında, yeni sezonda buğday hasadının başlaması, artan mercimek fiyatları ve "sahte girdi sektörü'' ile ilgili açıklamalarda bulundu. Önemli hububat üretim merkezi Çukurova Bölgesi'nde hububat hasadının başladığını ifade eden Yetkin, bu yıl 18.5 milyon ton buğday üretiminin gerçekleşmesinin beklendiğini belirtti. Türkiye'nin yıllık buğday ihtiyacının yaklaşık 18 milyon ton olduğuna dikkati çeken Yetkin, bu durumda 2008'de buğday ithalatına gerek kalmayacağını kaydetti. Buğdaya verilen primlerin kaldırılacağı söylentilerinin olduğunu anlatan Yetkin, "Bunu düşünmek bile istemiyorum. Prim sistemi üretimi kayıt altına almak demektir. Kaldırılması çok yanlış olur'' diye konuştu. Türk çiftçisinin, yüksek girdi fiyatları nedeniyle çok zor şartlarda üretim yaptığını ifade eden Yetkin, şöyle konuştu: "Çiftçi artık tarlasına daha az tohum, daha az gübre, daha az ilaç atarak, sürdüğü alanı daraltarak, zor şartlarda üretim yapıyor. Türk çiftçisinin buğdayda 2008'de istediği fiyat, kilogram başına 70 kuruş, artı primdir. Geçen yıl bu rakam 47 kuruştu. TMO en az 60 kuruşla piyasaya girmeli.'' Mercimek fiyatlarında büyük artışlar yaşandığını ifade eden Yetkin, ocakta 1.6 YTL olan mercimeğin bugün ortalama 4 YTL'den satıldığını kaydetti. Güneydoğu'da kuraklık dolayısıyla rekolte kaybının yüzde 90'ın üzerinde olduğunu ifade eden Yetkin, "TMO, eldeki mercimeği alsın. Yetmezse ithal etsin. Böyle giderse mercimek fiyatı ağustosta iki katına çıkar'' dedi.




Devlet vergiyi dört ilden topluyor

Topladığı vergilerle faiz ödemeleri başta olmak üzere bütçe harcamalarını finanse etmeye çalışan devlet, her 100 YTL'lik verginin 79 YTL'sini İstanbul başta olmak üzere ekonomik potansiyeli yüksek dört ilden elde ediyor.

Bu yılın Ocak-Nisan döneminde ülke genelinde 81 ildeki ekonomik ve ticari faaliyetlerden toplam 76 milyar 399.6 milyon YTL vergi tahakkuk ederken, bunun yüzde 69.6'sı oranında 53 milyar 157.8 milyon YTL'lik tahsilat gerçekleştirildi.

Dört ayda toplanan vergi gelirlerinin 22 milyar 776.2 milyon YTL ile yüzde 42.8'i tek başına İstanbul'dan elde edildi. Bu dönemde vergi gelirinin 7 milyar 567.7 milyon YTL ile yüzde 14.2'si Kocaeli, 6 milyar 76.4 milyon YTL ile yüzde 11.4'ü Ankara ve 5 milyar 596.6 milyon YTL ile yüzde 10.5'i de İzmir'den sağlandı. Dört ilden toplanan vergiler 42 milyar 16.9 milyon YTL'ye ulaştı. Dört ilin toplam vergi pastasındaki payı yüzde 79 düzeyinde gerçekleşti.

77 İL VERGİNİN YÜZDE 20.7'SİNİ KARŞILIYOR

Toplam vergi gelirinde 77 ilin payı ise yüzde 20.7'de kaldı. Söz konusu illerde dört ayda toplam 20 milyar 328.5 milyon YTL tutarında vergi tahakkuk ederken, 11 milyar 5.3 milyon YTL'lik tahsilat gerçekleştirildi.

İller bazında tahsil edilen vergi tutarında dört büyük ili 1 milyar 320.8 milyon YTL ile Bursa, 1 milyar 27.1 milyon YTL ile Mersin, 682.6 milyon YTL ile Antalya izledi. Tekirdağ 553.8 milyon, Hatay 495.4 milyon ve Adana 440 milyon YTL ile ilk dört ayda en çok vergi toplanan ilk on il arasında yer aldı.

Bu dönemde en az vergi geliri elde edilen iller ise 6.4 milyon YTL ile Bayburt, 6.8 milyonla Hakkari, 7.4 milyonla Ardahan, 8.1 milyonla Kilis, 9.2 milyonla Tunceli, 10.8 milyonla Gümüşhane, 11.4 milyonla Iğdır, 14.6 milyonla Bingöl, 15.2 milyonla Bitlis ve 17.5 milyon YTL ile Muş oldu.

Ocak-Nisan döneminde merkezden tahakkuk eden ve tahsil edilen vergi tutarı da 135.6 milyon YTL ile toplam pastada yüzde 0.3'lük bir pay aldı.

EN YÜKSEK TAHSİLAT ORANI KOCAELİ'DE

En çok vergi sağlayan dört büyük ilde vergi tahsilatının tahakkuka oranı yüzde 75.1 olurken, 77 ilin ortalamasında bu oran yüzde 54.1'de kaldı.

Ocak-Nisan döneminde 81 il içinde en yüksek tahsilat oranı Kocaeli'de gerçekleşti. Bu ilde dört aylık vergi tahsilatının tahakkuka oranı yüzde 86.92 düzeyinde gerçekleşti. Tahsilatın tahakkuka oranında Kocaeli'yi yüzde 77.47 ile İzmir, yüzde 75.25'le İstanbul, yüzde 71.51'le Tekirdağ, yüzde 70.88'le Mersin izledi. Vergi pastasındaki payı en düşük illerden Tunceli, tahsilatın tahakkuka oranında yüzde 68.46 ile 6'ncı sırada yer aldı. Daha sonra yüzde 66.77 ile Rize, yüzde 66.52 ile Hatay, yüzde 64.34'le Edirne, yüzde 63.99'la Kırklareli geldi.

En çok vergi toplanan üçüncü il olan Ankara ise tahsilatın tahakkuka oranında yüzde 62.41'le 12'nci sırada yer aldı.

Tahsilatın tahakkuka oranının illere göre yüzde 20'lere kadar düştüğü gözlendi. Oranı en düşük il ise yüzde 24.09'la Iğdır oldu. Söz konusu oran Şırnak'ta yüzde 28.91, Hakkari'de yüzde 30.87, Mardin'de yüzde 33.57, Sakarya'da yüzde 33.92, Yozgat'ta yüzde 34.6, Düzce'de yüzde 34.89, Adıyaman'da 39.13'le düşük düzeylerde kaldı. Gaziantep yüzde 40.17, Osmaniye'de yüzde 40.21'le tahsilat oranı düşük ilk on il arasında yer aldı.

 


Tüketici güven endeksi, nisan ayında yüzde 6,99 azaldı

Tüketici Güven Endeksi Nisan ayında, bir önceki aya göre yüzde 6,99 (0,55 puan) azalarak 76,24 oldu.

Güven endeksindeki azalış, tüketicilerin ''mevcut ve gelecek dönem satın alma güçlerine, gelecek dönem genel ekonomik duruma, gelecek dönem iş bulma olanaklarına ve mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğuna dair değerlendirmelerinin kötüleşmesinden'' kaynaklandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Merkez Bankası tarafından her ay ortaklaşa düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve
beklentilerinin değerlendirildiği, ''Tüketici Eğilim Anketi''nin 2008 Nisan ayı sonuçları açıklandı.

Endeksin alt kalemleri ve değişim oranlarına bakıldığında ise mevcut dönemde satın alma gücü endeksi, Mart ayına göre azalarak 74,47'den 70,38'e, gelecek dönem satın alma gücü endeksi de 79,36'dan 73,50'ye indi.Gelecek dönem genel ekonomik durum da 74,93'den 65,83'e, gelecek dönem iş bulma olanakları endeksi de 77,47'den 73,60'a, mevcut dönemin dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu endeksi de 103,58'den 97,88'e geriledi.

Endeksin 100'den büyük olması tüketici güveninde iyimser durum, 100'den küçük olması tüketici güveninde kötümser durum, 100 olması ise tüketici güveninde ne iyimser ne de kötümser durum olduğunu gösteriyor.






Yurttaş dövize koşuyor

Küresel ekonomideki çalkantılar ve Türkiye ekonomisine ilişkin makro göstergelerdeki kötüleşme artarken, yurttaşlar güvenli yatırım aracı olarak gördükleri dövize giderek daha fazla yönelmeye başladı. Yurttaşlar kurlardaki yükselişe rağmen döviz alıp stoklarken, dövize talebin artması da kurları yükseltiyor.

Merkez Bankası verilerine göre yurt içi yerleşiklerin döviz mevduat hesaplarının tutarı 25 Nisan-2 Mayıs haftasında 1 milyar 392 milyon dolar artarak 99 milyar 339 milyon dolara ulaştı. Önceki hafta da 2 milyar 434 milyon dolar artan döviz hesaplarında iki haftalık artış 3 milyar 826 milyon dolara ulaştı.

ANKA'nın Merkez Bankası verilerinden yaptığı belirlemeye göre, yurt içi yerleşiklerin 2007 sonunda 96 milyar 369 milyon dolar olan döviz hesapları, izleyen aylarda azalarak 4 Nisan itibariyle 94 milyar 774 milyon dolara kadar inmişti. İzleyen dönemde yeniden artışa geçen hesaplar 25 Nisan'da 95 97 milyar 947 milyon ve 2 Mayıs'ta 99 milyar 339 milyon dolara kadar yükseldi. Söz konusu hesaplarda düşük seviyeye indiği 4 Nisan'a göre 4 milyar 565 milyon dolara ulaşırken, 2007 sonuna göre artış ise 2 milyar 970 milyon dolar olarak gerçekleşti.

2 Mayıs itibariyle yurt içi yerleşiklerin döviz hesaplarının 1 milyar 753 milyon dolarının bankalar arası, 97 milyar 586 milyon dolarının ise diğer yurt içi yerleşiklere ait mevduat olduğu belirlendi. 25 Nisan-2 Mayıs haftasında bankalar arası döviz mevduatı 351 milyon, diğer yurt içi döviz hesapları ise 1 milyar 42 milyon dolar arttı. Yılbaşından bu yana bankalar arası döviz mevduatının net 151 milyon, diğer yurt içi döviz mevduatının da 2 milyar 819 milyon dolar arttığı belirlendi.

TOPLAM DÖVİZ HESAPLARI 118.6 MİLYAR DOLAR OLDU

Yurt dışı yerleşiklerin Türk bankalarındaki döviz hesapları ise anılan haftada 233 milyon dolar azalarak 3 milyar 747 milyon dolara geriledi. Bu hesaplarda yılbaşından bu yana ise net 161 milyon dolarlık bir artış oldu.

Yurt dışında yaşayan yurttaşların Merkez Bankası nezdinde açtırdıkları kredi mektuplu döviz tevdiat hesapları ile süper döviz hesaplarının tutarı da anılan haftada 262 milyon dolar azalarak 16 milyar 415 milyon dolara geriledi. Söz konusu hesapların, 2007 sonundaki düzeyinin ise 601 milyon dolar üzerinde bulunduğu belirlendi.

Bu gelişmelerle toplam döviz hesapları anılan bir haftalık dönemde 897 milyon dolar artarak 119 milyar 501 milyon dolar oldu. Toplam döviz hesapları son haftadaki artışla 2007 sonundaki düzeyinin 3 milyar 732 milyon dolar üzerine çıktı.

 



Emlak vergisi ödemelerine dikkat!

Emlak vergilerinin bu yıla ait ilk taksitlerinin ay sonuna kadar ödenmesi gerekiyor. Çankaya, Yenimahalle, Keçiören, Mamak, Sincan, Altındağ ve Etimesgut belediyelerinde 31 Mayısta sona erecek emlak vergisi ödemeleri için vergi büroları ay boyunca hafta sonları da hizmet verecek. Pek çok belediye, internet üzerinden ve kredi kartıyla vergi ödeme imkanı da sunuyor.

Çankaya Belediyesi, ödeme işlemlerinin kolaylaştırılması için tahsilat bürolarını öğle saatlerinde de açık tutarken Kolej'de bulunan merkez
tahsilat şubesinin 08.00-17.00 arası olan çalışma saatleri 08.00-19.00 olarak değiştirildi. Çankaya'da tahsilat büroları hafta sonları da saat
15.00'e kadar çalışacak.

İNTERNETTEN 20 BİN MÜKELLEF

Geçen yıl mayıs ayında 20 bin mükellefin kullandığı internet üzerinden vergi ödeme sistemine bu yıl katılımın daha yüksek olması bekleniyor. ''http://www.cankaya.bel.tr/vergiler.asp'' adresinden sorgulanabilen vergi borçları kredi kartıyla ödenebiliyor.

Altındağ Belediyesi, merkez veznelerin yanı sıra Siteler Karacakaya No:98/8 adresindeki vergi tahsilat bürosu ve Dışkapı İrfan Baştuğ Cad.
No:2 adresindeki Altındağ Tapu Sicil Müdürlüğü binasındaki vergi tahsilat bürosunda da tahsilat yapıyor. Ayrıca, ''www.altindag.bel.tr''
internet adresinden ya da belediye binasındaki merkez veznelerde kredi kartı ile ödeme yapılabiliyor. Ankara dışında yaşayan Altındağlı
mükellefler, 226312 posta çeki hesap numarasına havale yaparak vergilerini ödeyebiliyor.

Yenimahalle Belediyesi, 24-25-31 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerine rastlayan Cumartesi ve Pazar günleri de belediye binası ile Çayyolu,
Batıkent, Karşıyaka ve Gazi Mahallesi'ndeki semt tahsilat bürolarını açık tutacak.Mükellefler, vergi borçlarını 343 30 00 ile 344 00 77 numaralı
telefonlardan ya da www.yenimahalle.bel.tr internet adresine kayıt yaptırarak da ödeyebilecek. Vatandaşlar ayrıca, 211656 numaralı posta
çeki hesabına da ödeme yapabilecek.

KÜÇÜK HEDİYELER


Mamak Belediyesi, hizmet binasındaki Mali Hizmetler Müdürlüğü ve Mamak Kültür Merkezindeki vezneler, yoğunluk ihtimaline karşı Cumartesi-Pazar
günleri 09.00-16.00 saatleri arasında da çalışacak. Her yıl vergi dönemlerinde mükelleflere anahtarlık, ajanda, çam fidanı gibi hediyeler
dağıtan belediye, bu yıl porselen çay kupası verecek. İsteyenler vergilerini ''www.mamak.bel.tr'' internet adresinden şifre alarak, kredi
kartlarıyla da ödeyebilecek. Mamak'ta vergi tahsilatı, 31 Mayısın Cumartesi gününe gelmesi nedeniyle 2 Haziran Pazartesi günü de yapılacak.

Keçiören Belediyesi de Emlak Vergisi ve işyerleri için Çevre Temizlik Vergisi 1. taksit ödemeleriyle ilgili cezalı duruma düşmemeleri
konusunda vatandaşları uyarırken, alınan tedbirlerle vatandaşların çok kısa sürede işlemlerini yaparak belediyeden memnun bir şekilde
ayrılmalarını amaçlıyor. Mükellefler misafir gibi karşılanarak, çay, kahve ve pasta ikramında bulunuluyor.Tahsilat vezneleri, çalışan mükellefler dikkate alınarak hafta sonları da vergi tahsilatı yapıyor.

SMS YARDIMI

Sincan Belediyesi de hafta sonları ek mesai yaparken, bazı mahallelerde açılan ek tahsilat bürolarıyla da hizmet veriyor.Etimesgut belediyesi ise internetten vergi borcu hatırlatma ve SMS ile vergi borcu sorgulama hizmeti sunuyor. Buna göre, kullanıcılar, ''Emlak'' yazıp boşluk bırakarak ''sicil numarasını'' yazdıktan sonra 0533 384 72 20'ye kısa mesaj göndererek, vergi borçlarını öğrenebiliyor.Vatandaşların gecikme zammı ödememeleri için son ödeme tarihinden önce emlak vergisi ilk taksitlerini yatırmaları gerekiyor.





En çok kazandıran euro

Başlıca finansal yatırım araçları içinde Nisan ayında en yüksek getiri eurodan elde edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu'nun açıkladığı verilere göre, Euro geçen ay cari olarak yüzde 6.2 değerlendi. Euro'nun, nominal getirisi ÜFE ile indirgendiğinde reel bazda yüzde 1.63, TÜFE'ye göre ise yüzde 4.45 kazandırdığı belirlendi. Getiri oranında Euro'yu dolar izledi. Nominal getirisi yüzde 4.7 olan dolar, ÜFE'ye göre yüzde 0.19, TÜFE'ye göre ise yüzde 2.97 reel getiri sağladı. Geçen ay yüzde 1.7 nominal getiri sağlayan Borsa reel bazda ise ÜFE'ye göre yüzde 2.68 zarara yol açarken, TÜFE'ye göre sadece yüzde 0.02 oranında bir reel getiri sağladı. Banka mevduatının aylık nominal getirisi yüzde 1.27 olurken, mevduat sahipleri reel bazda ÜFE'ye göre yüzde 3.09, TÜFE'ye göre yüzde 0.40 kayba uğradı. Külçe altında nominal bazda yüzde 1.9 zarar yaşanan Nisan ayında, reel bazda ise ÜFE'ye göre yüzde 6.12, TÜFE'ye göre yüzde 3.52 ile rekor düzeyde reel kayıp ortaya çıktı.

SON ÜÇ AYIN DA GALİBİ EURO

Euro, son üç ayda ÜFE ile indirgendiğinde yatırımcısına yüzde 7.17, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 13.96 oranında reel getiri sağladır. Aynı dönemde külçe altın, ÜFE'ye göre yüzde 4.37, TÜFE'ye göre yüzde 10.98 oranında reel getiri sağlayarak Euro'dan sonra yatırımcısına en çok reel getiri sağlayan yatırım aracı oldu.

Altı aylık değerlendirmeye göre ise külçe altının reel getirisi ÜFE ile indirgendiğinde yüzde 16.84, TÜFE ile indirgendiğinde yüzde 22.42 ile en yüksek düzeyde gerçekleşti. Aynı dönemde Borsa, ÜFE'ye göre yüzde 33.07 ve TÜFE'ye göre yüzde 29,87 ile yatırımcısına en çok kaybettiren yatırım aracı oldu.

YILLIK GETİRİDE KÜLÇE ALTIN

Yıllık olarak değerlendirildiğinde ise finansal yatırım araçları en fazla reel getiri oranına göre külçe altın, mevduat, Euro, dolar ve Borsa olarak sıralandı. ÜFE ile indirgendiğinde, külçe altın yüzde 12.52 ve mevduat yüzde 1.69 oranında reel getiri sağlarken, euro yüzde 2,58, dolar yüzde 16.46 ve Borsa yüzde 19.95 oranında zarara uğrattı. TÜFE ile indirgendiğinde ise külçe altın yüzde 17.55, mevduat yüzde 6.24 ve euro yüzde 1.77 oranında reel getiri sağladı; dolar yüzde 12,73 ve Borsa yüzde 16,38 oranında kaybettirdi.

13 Mayıs

FT:Rekor tutarlı Türk Telekom arzı piyasadaki iyileşmeyi yansıtıyor

Geçen Pazartesi günü gerçekleştirilen 1.9 milyar dolarlık Türk Telekom halka arzı, yurt dışında da yankılandı. Financial Times gatezetesi, halka arzda oluşan tutar için "rekor" ifadesini kullandı. Gazete, halka arzın "iyileşen piyasa hissiyatına vurgu yaptığı"nı da yazdı.

Ekonomi gazetesi Financial Times, David Oakley imzalı haberinde Türk Telekom hisselerinin halka arzda öngörülen fiyat aralığının üst sınırına yakın olan 4.6 YTL'den fiyatlandırıldığına dikkat çekerek, böylece satılan yüzde 15'lik payın karşılığının 1.9 milyar doları bulduğunu kaydetti.

ŞİRKETİN TÜMÜ 16.1 MİLYAR DOLAR

Halka arz için Türkiye, Batı Avrupa, Körfez ve ABD'den çok güçlü bir talep geldiğini belirten gazete, şirketin tümüne 16.1 milyar dolar değerinin biçildiğine işaret etti.

Gazeteye konuşan, halka arzı yürüten bankalardan Deutsche Welle üst düzey yetkililerinden Christopher Laing de "Fiyatlanma, piyasalardaki daha büyük istikrarı ve Türk varlıklarına ilgiyi yansıtıyor" dedi.

Buna karşın Financial Times "Ama halka arz, başka Türk hisselerine göre çok daha düşük fiyatlandırıldı, bu da piyasaların kredi krizi öncesi günlerden çok uzak olduğunu gösteriyor" diye yazdı.

AKP'NİN KAPATILMASI KORKUSU HİSSE VE LİRAYI BASKILADI

İngiliz gazetesi, halka arzın, İMKB endeksinin yılbaşından bu yana yüzde 24 düşmesi ve Türk lirasının dolara karşı zayıflamasının ardından gerçekleştiğine de dikkat çekti. Gazete "İktidardaki AKP'nin yargı tarafından yasaklanması korkuları, hisseler ve lira için baskı yarattı" görüşünü dile getirdi.

Buna karşın bankacıların "siyasi belirsizliğin" halka arzı etkilemediğini söylediklerini belirten gazete, iç talebin, arz edilen hisselerin 4.7, dış talebinin ise, 4.2 katı olduğuna dikkat çekti.

Financial Times, analistlerin Türk Telekom'un 72 milyonluk Türkiye piyasasındaki büyüme potansiyeline işaret ettiklerini belirterek arz edilen hisselerin Perşembe günü itibaren Borsa'da işlem göreceğini de yazdı.

 

...İzmir'de elde var hüzün

3 yıldır EXPO 2015'e ev sahipliği için hazırlanan İzmir, dün Paris'te yapılan oylamadan sonra büyük hayal kırıklığı yaşadı. İzmir, oylama sonucunda fuar için ev sahipliği fırsatını 21 oy farkla Milano'ya kaptırdı Paris'teki 700 kişilik Türk heyeti kadar İzmirliler de sonucun ardından hüsrana uğradı. Sonucun açıklanmasının ardından yaşanan ruh hali yine İzmirli olan şair Attilâ İlhan'ın dizeleri gibiydi: Elde var hüzün.....

Dünyanın en büyük organizasyonlarından biri olan EXPO'yu İzmir'in kazanması için hükümetinden yerel yönetimlere, sivil toplum kuruluşlarından vatandaşlara kadar tek yürek olan Türkiye, dün oylamanın yapıldığı Paris'te büyük hayal kırıklığı yaşadı. İzmir'in kaderini değiştirecek ve yaklaşık 25 milyar dolarlık yatırımın akmasını sağlayacak organizasyon için 3 yıldır canla başla çalışan İzmir ve Türkiye, dün 65'e karşı 86 oyla ev sahipliğini Milano'ya kaptırdı. İzmir, EXPO 2015'in yapılacağı kentin belirleneceği tarihi oylama için EXPO Yürütme Komitesi, Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Ticaret Odası'nın (İTO) organizasyonunda toplam 720 kişiden oluşan 3 ayrı heyetle Paris'e çıkarma yaptı.

ERKEN SEVİNÇ 27 DAKİKA SÜRDÜ
Dün Paris Porte Maillot'daki Palais des Congres'in (Kongreler Sarayı) Mavi Anfitiyatro salonlarında yapılan Uluslararası Sergiler Bürosu (BİE) Genel Kurulu'nda İtalya ve Türkiye heyetlerinin nefesini tuttuğu oylama öncesinde Türkiye heyeti, İTO üyelerinin EXPO için hazırladığı şapka ve atkılarla binanın dışını şenlik alanına çevirdi. Aynı saatlerde İzmir'de de binlerce kişi Cumhuriyet Meydanı'nı doldurmuştu. Ancak tüm Türkiye'nin akşam saatlerinde kutlamaya hazırlandığı sonuç, kendini sevinçli habere hazırlayan İzmir'de hüsran yarattı. Ruh halini en iyi yine İzmirli olan şair Attilâ İlhan'ın dizeleri anlattı: Elde var hüzün. Bu arada, oylama sonuçları belli olmadan gelen 'İzmir kazandı' haberleri 27 dakika süren bir sevinç yaşattı. Bu süre boyunca, Türklerden oluşan grubun heyecanı tüm Türkiye'de de sevinç nidaları ve alkışlarla karşılandı. Ancak, kısa süre sonra sonucun henüz belli olmadığı ve ardından da galibin Milano olduğu açıklandı.




Buğdaydan sonra pirinçte de kriz!

 

 Özellikle son bir yıldır tüm dünyanın dikkat kesildiği gıda fiyatlarındaki yükseliş, buğdaydan sonra pirince de sıçradı. Üretimi son 25 yılın en düşük seviyesine gerileyen pirincin en büyük üreticileri tek tek ihracatlarına yasak koyunca, Türkiye gibi ihtiyacının bir kısmını ithalatla karşılayan ülkelerde de tehlike çanları çalmaya başladı. Türkiye'nin pirinç ithal ettiği Mısır ve Tayland'ın ardından son olarak Hindistan da ihraç yasağı getirince akıllara tüketimin nasıl karşılanacağı sorusu geldi. Nitekim, pirinç tüketimi yıllık 650 bin ton olan Türkiye bu ihtiyacının yaklaşık yüzde 35-40'ını ithalatla karşılıyor.

SPEKÜLATİF BEKLEME
Konuyla ilgili görüştüğümüz Tüm Gıda İthalatçıları Derneği (TÜGİDER) Başkanı Mustafa Manav, özellikle Hindistan'ın yasağının tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye'yi de yakından etkileyeceğini söyleyerek, "Pirinç fiyatları geçen senenin iki katı. Üretici ülkeler tabi ki satmak ister, ama fiyatı kaç olursa olsun 'Ben yiyeceğim, satmayacağım' dedikten sonra, kim ne yapabilir? Düşünün, Hindistan gibi dünyanın ikinci büyük üreticisi olan bir ülke bile 'İthalata başlayabilirim' diyor" değerlendirmesinde bulunuyor. Bu şartlar altında tüm dünyada aynen buğdayda yaşandığı gibi 'spekülatif bekleme' yaşanacağının altını çizen Manav, önümüzdeki dönemde pirince yeni zamların gelmesinin kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Manav, bunun tüketici davranışlarına nasıl yansıyacağı sorusuna ise "Pirinç yemeyen makarna, bulgur yiyecek" şeklinde yanıtlıyor.

MARKETE YANSIYACAK
TÜGİDER Yönetim Kurulu Üyesi İsmet Aral da, Türkiye'de tüketimin yaklaşık yüzde 60-65'inin yerli üretimle karşılandığını kaydederken, pirincin hasadının eylül ayında çıkacağını hatırlatıyor ve ekliyor: "Şimdi herkes 'Kalan ihtiyaç nereden karşılanacak?' sorusunu soruyor." Aral'a göre, stok yapma eğilimi doğacak, ama yine de sonuç değişmeyecek. Çünkü, kendi kelimeleriyle, "Fiyatlar o kadar hızlı arttı ki, artık bundan sonra tüketim hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak." Bu fiyat artış trendinin önümüzdeki 2-3 sene devam etmesinin beklendiğini vurgulayan Aral, bu süre zarfında tüketicinin pirinç tüketimi alışkanlığının ciddi anlamda sekteye uğrayacağını belirtiyor. Aral, dünyadaki bu son durumun marketlere henüz tam olarak yansımadığını ifade ederek, şöyle devam ediyor: "Fiyatlar artış trendinde. Ama tam etkiyi önümüzdeki 2-3 hafta içinde göreceğiz. Örneğin, eylül ayında Osmancık yerli pirincinin fiyatı 1,350-1,400 YTL seviyesindeydi, şu anda 2- 2,200 YTL seviyesinde. Özellikle son 1-2 ayda çok büyük yükseliş oldu. Bundan sonra da bu devam eder."

 

'Bal stoku tükendi ithalata başladık'
Bal sektörünün önde gelen kuruluşu Balparmak'ın yönetim kurulu başkanı Özen Altıparmak "Ocak başında Türkiye'de satacak bal kalmayacak diye uyarmıştık. Şimdi arıcıda gerçek bal kalmadığını herkes gördü. Rafları sahte ve kaçak ballara terk etmemek ve Türkiye'yi balsız bırakmamak için bal ithalatına başladık" dedi. Mart itibariyle bal fiyatının bir yılda 2.5 kat arttığını ithal izninin Türkiye'nin 15 günlük ihtiyacı karşılayabileceğine dikkat çeken Altıparmak, Türk damak tadına uygun Arjantin balını ithali için çalışmaya başladıklarını söyledi. ANKA


MB sıkı duruşa geçti, 22 ay sonra faiz artırdı


Son dönemde ‘gerektiğinde ölçülü faiz artışlarına gidilecek’ mesajını veren Merkez Bankası, kısa vadeli faizlerde 22 ay sonra artırıma gitti. Bu yılki beşinci toplantısını yapan Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, faiz oranlarını 50 baz puan artırdı. Karar sonrasında gecelik borçlanma faizi yüzde 15.75’e, borç verme faiz oranı da yüzde 19.75’e yükseldi. CNBC-e anketinde de 50 baz puanlık indirim bekleniyordu.

Kurulun toplantısının ardından yapılan açıklamada şöyle denildi: “Kurul, enflasyonun yılın son çeyreğinden itibaren kademeli olarak düşüş eğilimine girerek 2009 yılı sonunda Nisan Enflasyon Raporu’nda yer alan yüzde 6.7’lik tahmine yakın gerçekleşeceğini öngörmektedir. Önümüzdeki dönemde para politikası kararları enflasyonun söz konusu tahminlere yakın gerçekleşmesine odaklanacaktır. Dolayısıyla, iktisadi birimlerin de beklentilerini oluştururken Merkez Bankası’nın tahminlerini esas alması önem taşımaktadır.”

GEREKİRSE YİNE FAİZ ARTACAK
Merkez Bankası’nın gıda ve enerji fiyatlarındaki yükselişin genel fiyatlama davranışlarını olumsuz etkilemesini önlemek için gerekli tedbirleri almaya devam edeceği vurgulanan açıklamada, “Bu doğrultuda, gerektiği takdirde önümüzdeki dönemde de ölçülü faiz artışı kurulun gündeminde olacaktır. Bundan sonraki olası faiz artısının miktarı ve zamanlaması küresel piyasalardaki gelişmelere, dış talebe, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacaktır. Enflasyon görünümüne ilişkin açıklanacak her türlü yeni veri ve haberin, Kurul’un geleceğe yönelik durusunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır” denildi.

Açıklamada, döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkileri ile son dönemde artış eğilimini sürdüren enerji ve işlenmiş gıda fiyatları kısa vadede enflasyonun geçici olarak yükselmesine neden olabileceği kaydedildi.

TALEP KOŞULLARI ENFLASYONA YARDIM EDİYOR
Uluslararası kredi piyasalarındaki sorunların yansımalarının iç talebi yavaşlatmaya devam ettiği, dış talebin ise güçlü seyrini korunduğu da belirtilen açıklamada, “Bu çerçevede, toplam talep koşulları enflasyonu düşürücü yönde katkı sağlamaya devam edecektir” denildi.

Kurulun toplantısına Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yanı sıra, Erdem Başçı, Burhan Göklemez, M. İbrahim Turhan, Abdullah Yavaş ve Mehmet Yörükoğlu katıldı.

TEMMUZ 2006’DAN BERİ FAİZ ARTIŞI YOKTU
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, en son 20 Temmuz 2006’daki toplantısında faiz oranlarını 0.25 puan artırmış, 24 Ağustos, 26 Eylül, 19 Ekim, 23 Kasım, 21 Aralık 2006 ve 16 Ocak 2007, 15 Şubat, 15 Mart, 18 Nisan, 14 Mayıs, 13 Haziran, 12 Temmuz ve 14 Ağustos 2007’de yaptığı olağan toplantılarında kısa vadeli faiz oranlarını değiştirmemişti.

Kurul 13 Eylül 2007 toplantında 13 ay aradan sonra kısa vadeli faiz oranlarını 0.25 puan indirmiş ve buna göre gecelik borçlanma faizi yüzde 17.50’den yüzde 17.25’e, borç verme faiz oranı ise yüzde 22.50’den yüzde 22.25’e çekilmişti.

Geçen yıl Ekim, Kasım ve Aralık ayındaki toplantılarında 0.50 ile 0.75’şer puan indirim kararı alan Kurul, gecelik faizi yüzde 15.75’e düşürdü.

MART’TA İNDİRİME ARA VERMİŞTİ
Kurul, bu yılın Ocak ayındaki toplantısında aldığı kararla, kısa vadeli faiz oranlarını 0.25-0.50 puan arasında düşürmüş ve gecelik faizi 15.75’den 15.50’ye, takiben Şubat’taki toplantısında da 0.25 puan düşererek faizi 15.25’e çekmişti. Kurul, Mart ve Nisan ayındaki toplantılarında ise faiz oranlarında değişiklik yapmamıştı.




Giyim vurdu, enflasyon dört ayda hedefi aştı


Enflasyon Nisan ayında da yükselişini sürdürdü ve Merkez Bankası’nın yıl sonu tahmini olan yüzde 9.3’ü şimdiden aştı. Dört aylık enflasyon TÜFE’de yüzde 4.82’ye çıkarak yüzde 4’lük yıllık hedefi şimdiden geride bıraktı. Enflasyonun beklentilerin üzerine çıkmasında giyim ve ayakkabı grubundaki yüksek artış etkili oldu.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Nisan’da TÜFE yüzde 1.68, ÜFE yüzde 4.50 artış kaydetti. CNBC-e anketinde TÜFE’nin yüzde 1.32, ÜFE’nin yüzde 1.96 artması bekleniyordu. Yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 9.66’ya çıkarken, ÜFE’de yüzde 14.56’ya yükseldi.

GİYİM YENİ SEZONLA ARTIŞ LİDERİ
TÜFE’de ana harcama grupları itibarıyla en yüksek aylık artış yeni sezon ürünlerinin etkisiyle yüzde 11.69’la giyim ve ayakkabı grubunda gerçekleşti. Endekste yer alan gruplardan ulaştırmada yüzde 2.38, lokanta ve otellerde yüzde 1.74, gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 1.01, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0.79, konutta yüzde 0.72, ev eşyasında yüzde 0.52, eğitimde yüzde 0.12, sağlıkta yüzde 0.06, haberleşmede yüzde 0.04, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.03 artış yaşandı. Fiyatların tek düştüğü kalem yüzde 0.13’le eğlence ve kültür oldu.

 


YILLIKTA KONUT ÖNDE
Yıllık bazda TÜFE’nin en çok arttığı harcama grubu yüzde 15.22 ile konut oldu. Onu yüzde 13.48’le gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 12.77 ile lokanta ve oteller izledi.

SANAYİDE YÜZDE 5’E VARAN ARTIŞ
Sektörel bazda bakıldığında gıda ve enerji fiyatlarındaki artışla, kurda yaşanan hareket ÜFE’nin hızlı yükselmesine neden oldu. Tarım sektöründe yüzde 2.87, sanayide yüzde 4.90’lık artış gerçekleşti.

ÜFE sonuçları sanayinin alt sektörler bazında değerlendirildiğinde en yüksek aylık artış yüzde 19.40 ile metal cevheri alt sektöründe gerçekleşti. Sanayinin üç sektöründen madencilik ve taşocakçılığında yüzde 4.69, imalat sanayinde yüzde 4.92, elektrik, gaz, su sektöründe yüzde 4.66 artış meydana geldi.

ZAM ŞAMPİYONU TANIDIK: PİRİNÇ
Pirinç fiyatlarında dünya genelinde görülen artışlar istatistiklerde de kendini gösterdi. Nisan ayının zam şampiyonu yüzde 30.97’lik fiyat artışıyla pirinç oldu. Onu yüzde 23’le domates, yüzde 18.54’le bayan tişörtü, yüzde 16 ile bayan ayakkabısı, yüzde 15.62 ile kuru fasulye izledi. Pirincin alternatifi olarak görülen bulgurdaki artış da yüzde 12.25 oldu. Nisan ayında fiyatı en çok düşen ürünse yüzde 35.55’le sivri biber olarak belirlendi.

 


 

 
 
  Bugün 13 ziyaretçi (19 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol